Psikolog Hande Nacar Baş, sosyal medyanın sosyal anksiyeteyi etkileyerek insanların iletişim kurmada zorluk yaşamasına sebep olduğuna değindi ve bu h
Psikolog Hande Nacar Baş, sosyal medyanın sosyal anksiyeteyi etkileyerek insanların iletişim kurmada zorluk yaşamasına sebep olduğuna değindi ve bu hastalığın küçük yaşlarda da yetişkin dönemde de başlayabileceğini vurguladı. Sosyal anksiyetenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna ve doktor kontrolünde ilaç veya psikoterapi yollarıyla tedavi edilebileceğini belirten Baş, aynı zamanda bireyin de yavaş yavaş harekete geçerek cesaretlenmesi ve küçük görevler almaya çalışması gerektiğini söyledi. Ayrıca toplumda yargılayıcı tutumdan kaçınılması gerektiğini vurgulayarak bireylerde yargılanma korkusunun önlenebileceğini ifade etti.
Psikolog Hande Nacar Baş, sosyal medyanın, sosyal anksiyeteyi tetiklediğini ve insanları konuşmaktan çekinir hale getirdiğini ifade ederek, “Mesajla kendini ifade etmeyi daha kolay bulup, sosyal anksiyeteyi büyütebiliyorlar” dedi. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan sosyal anksiyete, hayatı olumsuz etkiliyor. Onma Psikoloji’den Psikolog Hande Nacar Baş, sosyal anksiyete ile başa çıkma yollarını anlattı. Psikolog Baş, kişinin kalabalık önünde konuşamaması, toplum içinde bir şey anlatamaması, röportaj verememesi, toplum içinde yemek yiyememesi gibi durumlardan kaynaklanan bir psikolojik bir rahatsızlık olduğunu vurgulayarak, “Bu hastalığın kökeni, genetik mi yoksa çevresel faktörler mi olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, gözlemlerde kişilerin çocukluklarında bu davranışları öğrendikleri gözleniyor. Bu nedenle toplumsal anksiyetenin var olup olmadığını kişi aslında farkında olabilir. Çünkü toplum içinde konuşmak, harekete geçmek onlar için oldukça zordur. Sunum yapamaz, verilen görevleri yerine getiremez. Okul çağında başlasa önceden öğretmenlerin, örnek vermek gerekirse Andımız okumak, şiir okumak gibi görevler verdiği çocuklar bunlardan kaçınır. İş hayatında da kalabalık önünde konuşmak zor olabilir. Daha ileri seviyelerde ise toplum içinde yemek yemek, alışveriş merkezlerinde yemek yemek kişi için zor olabilir. Bu nedenle kişi aslında sosyal anksiyeteye sahip olduğunu bilir, ancak nasıl tedavi edeceğini bilemez. Birçoğu bunu normal bir davranış olarak görür fakat aslında bu bir hastalıktır” şeklinde konuştu.
“Küçük görevleri üstlenmek oldukça değerli”
Doktor tarafından teşhis konulmasının önemli olduğunu vurgulayan Baş, “Çünkü bu durumda ilaç tedavisi önemli bir yer tutabiliyor. Ancak hekim ilaç vermeyi uygun görmüyorsa, psikoterapi bu durumdaki danışanlar için önemli bir seçenektir. Özellikle bilişsel davranış terapisi bu konuda sıkça kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bunun yanı sıra kişinin yavaş yavaş cesaretlenmesi, harekete geçmeye çalışması, eğer yapabiliyorsa küçük görevler üstlenmesi bizim için son derece önemlidir” dedi.
“Sosyal medya, insanların iletişim kurmasını zorlaştırdı”
Psikolog Hande Nacar Baş, evlerde telefonların arkasından haberleşme eğiliminin artmasına işaret ederek, “Biz insanlar aynı zamanda toplumsal anksiyete ile birlikte harekete geçmeyi de zorlaştırdık. Kişiler mesajla kendini daha rahat ifade edebileceklerini düşündükleri için sosyal anksiyeteyi daha da büyütüyorlar. Aslında günümüzde sosyal medyanın yerinde ve toplum içinde konuşması zor hale gelmemizin temel sebebidir. Kişinin yargılanma korkusu, eleştirilme korkusu aslında bu durumun altında yatan en önemli korkular diyebiliriz. Kişi neden toplum önünde konuşamıyor? Aslında olumsuz bir intiba bırakma kaygısından dolayı” ifadelerini kullandı.
“Yargılama korkusu gelecekte sosyal anksiyeteye neden olabilir”
Baş, yargılanma korkusuna sahip çocukların ileride sosyal anksiyeteye davetiye çıkarabileceğine dikkat çekerek, “Bu nedenle ailelerin ve öğretmenlerin çocukları desteklemesi, yargılayıcı bir tutumdan kaçınması önemlidir. Toplumun, öğretmenlerin ve çevrenin de bu tür yargılayıcı eleştiri gibi davranışlardan kaçınması önemlidir” dedi.
COMMENTS